Anasayfa / Sex Hikaye / Tatildeki Yakışıklı İle Kocamı Haberi Olmadan Aldattım
Manitamun Annesi Azdırınca Direnemedim
Manitamun Annesi Azdırınca Direnemedim

Tatildeki Yakışıklı İle Kocamı Haberi Olmadan Aldattım

25 yaşında 5 senelik Evlu bir kadınım. Eşimle aynı yaştayız. Mükemmel bir evliliğimiz var, mutluyum, anlayışlı, her isteğimi yerine getiren bir kocam var. Ama tek sorunumuz cinselliğe bakış açımız. Kocam tam anlamıyla azgın bir erkek….

25 yaşında 5 senelik Evlu bir kadınım. Eşimle aynı yaştayız. Mükemmel bir evliliğimiz var, mutluyum, anlayışlı, her isteğimi yerine getiren bir kocam var. Ama tek sorunumuz cinselliğe bakış açımız. Kocam tam anlamıyla azgın bir erkek. Kocamın o kadar azgın olmasına rağmen ben çok azgın değilim, ve bu yüzden cinsel yaşamımız çok aktif değil. Yetiştiriliş tarzım, seksi umacı gibi gösteren ailem, kendimi bakire olarak kocama saklayıp her şeyden kendimi soyutlamam, her şey bir araya geldi, neredeyse frijit bir kadın oldum çıktım. Yıldırım aşkına tutulup birbirimizi sevdik, flört dönemini kısa tutup evlendik. Birbirimizi yeteri kadar tanımızyamadan. Sadece, ben ona ilk erkeğim olduğunu anlattım, o da buluğ çağından beri seks yaptığından bahsetti. Sayısız kız ve kadınla yatmış, ama tanımızştıktan sonra sadece ben varmışım. Her şeyi bana o öğretecekmiş.

Sürekli kocam istedi, ben verdim. Sadece içki içtiğim nadir günlerde bazen azıp ilk hareketi ben yaptım. Tek kadeh bile beni sarhoş etmeye yeter, rahatlar, gülmeye başlarım. İkinci kadehte hareketlerimi kontrol edemem, o seksi görev gibi gören kadın gider, kocama azgın bir fahişe olurum, sonra da sızar kalırım. Sabah başımın ağrısıyla, bacaklarımın arasında kocamın kurumuş dölleriyle, yanımızmda mutlu mesut yatan kocamla uyanımızrım.

               Bir ay önce tatile gittik. Güzel bir tatil köyüydü. Geniş bir arazinin içinde yayılmış bungalow tipi, içleri çok güzel dekore edilmiş müstakil evlerden oluşmuştu. Her şey harikaydı, gülüyor, eğleniyorduk. Gündüzleri ortadaki büyük yüzme havuzuna, geceleri köyün içindeki diskoya gidiyorduk. Günlerimiz harika geçiyordu.
               Üçüncü günün sonunda havuz başında eğlenceler düzenleyen animatör gençle samimi olduk. Adı Kemal ’dı ve hep bizimle takılmaya başlamıştı. Kocamla kafaları uyuyor, ben de onlara katılıyordum.
               Kısa sürede Kemal ’ın asıl amacının bana asılmak olduğunu anladım.

Tamam yakışıklı çocuktu, güçlü kuvvetli, gösterişli kasları, sportmen vücuduyla güzel bir erkekti. Ama kocam varken ona yüz veremezdim. Kocama birkaç kez ima ederek anlatmaya çalıştım. Gece yatağımızda benimle sevişirken,

               -“Necdet…” dedim. “Şu Kemal…  Gözü hep üzerimde…  Yiyecek  gibi bakıyor. Havuzda iki parça bez var üstümde, onları da gözleriyle soyuyor. Çekiniyorum…” falan dedim.  Aldırmadı bile… Güldü…
               -“Sikecek gibi mi bakıyor? Aldırma aşkım… Dediğin gibi, yanımıznda ben varım. Öyle güzelsin ki, hele o minik bikinilerini giydiğinde öyle seksi oluyorsun ki, zavallı Kemal da her erkek gibi sana bakmadan yapamıyor. Boş ver… Sana bakan diğer erkeklerin yanımıznda o da benim güzel, seksi bayanma biraz bakıversin… Bence sakıncası yok… Biz tatilimizin tadını çıkaralım.” diyerek yiyişmeye devam etti.
               Ne geniş kocam vardı benim… Kendine o kadar güveniyordu ki, kıskanmak kelimesini bilmiyordu bile… Kocam her zamanki gibi misyoner pozisyonunda üstümde gidip gelirken, bu kadar rahatlığın iyi bir şey olup olmadığını sorgulayarak yattım altında…
               Bir parça kıskansa daha mı hoşuma gidecekti? Kısıtlasa, her şeyime bayanşsa, kızsa… Karar veremedim bir türlü… Boş verdim ben de… Dikkatimi içime girip çıkan kocamın erkekliğine verdim, bir parça zevk duymaya çalıştım.
               Ertesi gün tatilimiz yine aynı şekilde devam etti.

Bir yanımızmda kocam, diğer yanımızmda Kemal… Bana hayran iki erkeğin arasında kendimi prenses gibi hissediyordum.

               Beşinci gün akşamı diskoya gittik. Harika bir ortam vardı. İnsanımızn kanımıznı kaynatan canlı, gürültülü bir müzik, etrafta dünyaya aldırmaksızın dans edenler, öpüşenler, sevişenler…
               Sütyensiz, dik memelerimi ortaya seren kısacık, askılı bir tişört, altımda mini etek, ayaklarımda yüksek topuklu sandaletler vardı. Yanımızmda müziğe uygun kıpırdayıp duran kocamla ayakta dikilip etrafı seyrediyorduk.
               Kemal elinde kokteyl kadehleriyle yanımızmızda bitti. İçkiye dayanımızksız olduğumu bildiğimden pek içmek istemiyordum. Ama hem Kemal ’ın, hem kocamın ısrarlarını kıramadım, getirdiği kadehi aldım, içmeye başladık. İşte yine aynı şey oluyordu. Birkaç yudum sonra alkol damarlarımda dolaşmaya başladı. Benim de o Evlu, ağırbaşlı, ev kadını maskem bir anda çıt diye kırıldı, içimdeki kadın ortaya çıkıverdi.
               Birinci kadehlerimiz bittiğinde Kemal hemen gidip ikincileri getirdi.

İkinci kadehlerimizi fondip yapıp kocamla kendimizi dans pistine attık. Loş ışığın altında yanımızp sönen, dönüp duran ışıklar, gümbür gümbür çalan hareketli müzikler…

               Biraz sonra Kemal yanımızmıza geldi, yanımızmızda dans etmeye başladı. İki erkekle beraber dans ediyordum. Oryantal müzik başladı. En sevdiğim müzik… Kıvrılıyor, bükülüyor, uzun saçlarımı, mini eteğimi savurarak, müziğin ritmini içimde duyarak dans ediyordum. Kemal ve kocam da karşımda alkışlarıyla tempo tutuyorlardı. İkisinin de gözleri benim her yerimde dolaşıyor, bense onların  arzulu bakışlarının altında bir profesyonel dansöz gibi kıvırıyordum.
               Müzik bitti, masamıza döndük. Kemal tekrar içki getirdi. Ben artık kendimi iyice koyvermiştim. Bir dikişte onu da içtim. Olduğum yerde devam eden çılgın dans müziğinin etkisinde masada oturan erkeklerin önünde dans ediyordum. Öyle coşmuştum ki, oturduğum koltuğun üzerine bile çıktığımı hatırlıyorum. İkisi de, hatta etraftaki erkekler de aşağıdan beni izliyorlardı. Savrulan minicik eteğimin altına giydiğim tanga  külodu bile görüyorlardı eminim…
               Ve alkolün verdiği cesaretle buna aldırmıyordum bile… Hatta hoşuma gidiyordu bana öyle bakmaları… Kocam da beni durdurmak, aşağıya indirmek için hiçbir hareket yapmıyordu.

Bir süre sonra yoruldum. Hareketli dans, fazla kaçırdığım alkol iyice etkilemiş, ayakta duramıyordum. Başım dönüyordu. Gülüyor, saçma sapan konuşuyordum. Kocam koluma girdi,

               -“Hadi gidelim hayatım, sen iyice oldun. Kemal bana yardım eder misin, bayanmı odamıza çıkaralım…” dedi.
               İki yanımızma geçip kollarımı boyunlarına attılar, beni kaldırıp diskodan çıkardılar. Aslında onların da benden farkları yoktu, onlar da iyi içmişlerdi. Kahkahalarla gülüyorlar, konuşuyorlar, dengelerini zor sağlıyorlardı. Ama ne de olsa erkek olduklarından içkiye daha dayanımızklıydılar. Diskodan çıktık. Odamıza kadar olan yol boyunca kocamın eli sırtımda, Kemal ’ın eli ise belimde, kalçalarımdaydı. Ben yürüdükçe elini kalçalarımda okşarcasına oynatıyordu. Öyle sarhoştum ki, tepki veremiyordum, o da okşamalarına devam ediyordu.
               Odamıza geldik, kapıyı açtılar, içeri girdik hep birlikte… Beni yatağın yanımızna kadar getirdiler. Önce oturdum, sonra başım dönünce sırt üstü attım kendimi… Altımdaki mini etek sıyrılmış,küloduma kadar meydandaydı, biliyordum fakat aldırmıyordum.

Sanımızrım  tanga  külodumun manzarası hoşuna gitmiş olmalıydı, gözlerini ayıramıyordu benden… Kocam yandaki koltuğa oturmuş, mini buzdolabından içecek bir şeyler aranımızyordu sarhoş sarhoş… Kemal bana bakmayı bırakıp isteksizce iyi geceler diledi. Kapıya yönelmişti ki kocam elinde içki şişesiyle seslendi,

               -“Nereye Kemalcım? Gel birer içki daha alalım Manitam, cila olur…” diye davet etti.
               O da üstüne atladı, teklifi hemen kabul etti. Beni izlemeye doyamamıştı anlaşılan… Daha ilk içkilerini içerken kocam esnemeye başlamıştı. Bu arada Kemal ’ın telefonu çaldı. Balkona çıkıp bir süre konuştu. Konuşurken bile gözleri benim üzerimden ayrılmıyordu, görüyordum. Kemal balkondayken kocam içkisini bitirmiş, koltukta kaykılıp horlamaya başlamıştı. Konuşmasını bitiren Kemal kocamın yanımızna geldi,
               -“Necdet abi…” diye seslendi, horlayarak uyuklayan kocamı dürttü  birkaç kez, uyandırmaya çalıştı.
               Kocam hala uyumaya devam ediyordu. Onu bıraktı, benim yanımızma geldi.

Uzun uzun beni seyretti. Her zamankinden farklı, boğuk bir sesle,

               -“Busee…” diye seslendi bana… Başımı hafif kaldırıp aynı tonda, peltek peltek yanımıztladım, gülüyordum bir yandan,
               -“Efendiimm..”
               -“Sen niye bir içki daha içmiyorsun Buse?”  Elimi tutmuş okşuyordu bunu sorarken…
               -“Çok sarhoş oldum Kemalcım…” dedim. “İçki istemiyorum artık…”
               -“Canımızm, daha çok soda var bunun içinde… Bak, bu hapı da içine atıyorum. Bu ilaç baş dönmesine, sarhoşluğa birebirdir, etkilerini azaltır…”
               -“Azaltır mı? Heyy, güzelmiş. Ver bari içeyim…” dedim, kolumu zorla kaldırıp kadehi aldım elinden, sırtımı yatağın başlığına dayayıp yudum yudum içtim.
               O da benimle beraber kendi içkisini yudumlarken havadan sudan konuşup duruyordu. Bu arada benden taraftaki elini de dizime atmıştı. Sonra o konuşmaya devam ederken, dizimdeki eli çok yavaş hareketlerle bacağımı okşamaya, hafif hafif yubayanlara doğru ilerlemeye başladı.

Zaten bir şey yapacak, karşı koyacak halim de, niyetim de yoktu.

               Biraz sonra okşamaların dozu arttı, bacağımdaki el yine okşaya okşaya eteğimin altına girdi. Adeta bir yılanımızn süzülmesi gibi ilerliyordu bacaklarımda… Hoşuma da gidiyordu okşaması… Kedi gibi gerindim uzandığım yerde… İçimde bir şeyler akmaya, kaynamaya başladı. Bacaklarımın arasında okşayarak ilerleyen eli şimdi  küloduma  ulaşmış, kadınlığımı okşuyordu tanga külodumun üzerinden… Yarım ağızla itiraz ederek doğrulmaya çalıştım,
               -“Aaa… Ne yapıyorsun Kemal?” dedim peltek peltek…
               -“Şşşş… Sakin ol canımızm… Seni sikmek istiyorum sadece…” diyerek omuzlarımdan tutup geriye bastırdı beni… Direkt olarak sikmekten bahsetmesi komiğime gitmişti. Kızacak yerde gülerek,
               -“Terbiyesiz…” dedim. Elimi eteğimin altında kıpırdayıp duran elinin üstüne koydum. “Ahh… Kemal… Kemal… Çok terbiyesizsin, biliyor musun? Hem terbiyesiz, hem yakışıklısın… Sana, heykel gibi vücuduna, kaslarına, mayonu kabartan erkekliğine baktıkça bakasım geliyor… Bitiyorum Kemal… Yağlarım eriyor… Islanımızyorum…”
               Sarhoşluğun verdiği cesaretle kelimeler istemsizce ağzımdan dökülüyordu.

Pantolonunun altında sertleşmiş, kazık gibi olmuş aletini tutturdu bana…

               -“Şuna baksana… Nasıl istiyor seni… Amına girmek için sabırsızlanımızyor yarağım… Ohhhh… Bebeğim benim… Canımızmm…”
               Cevap verecek halim bile kalmamıştı. Onun böyle kaba, müstehcen, amlı, sikli, yaraklı kelimeler kullanarak konuşması da ayrı delirtiyordu beni… Tahrik oluyordum… Kocamdan pek duymadığım, konuşmasına izin vermediğim, susturduğum sözcüklerdi bunlar… Kendimi bıraktım ben de…
               Beni seven, okşayan eline karşı koyacak gücüm yoktu. Tam tersine, karşı koymak şöyle dursun, daha da ilerlesin, okşasın, sevsin istiyordum. Kanımızm kaynıyordu. Kadınlığımı okşayan el iyice cüretini arttırmış, külodumu  çekip çıbayanvermişti. Parmaklarını içime sokmuştu. Islanmaya başlayan amımın dudaklarını, klitorisimi okşuyordu parmaklarıyla…
               Kocama bakmayı akıl edebildim o durumdayken… Hala koltuğun üzerinde kaykılmış horlayıp duruyordu. Top atılsa duyacak hali yoktu…  Sonra, bir şeyin farkına vardım.
               Kasıklarımda bir yanma başlamıştı.

Adeta tüm kanımızmın damarlarımda oraya doğru ilerlediğini hissedebiliyordum.

               -“Ne… Ne oluyor bana böyle?” diye sormaya çalıştım.
               Cevap bile vermedi bana… Eteğimi belime kadar sıvamış, başını kasıklarıma eğmiş, tüm dikkatini orama vermişti. Dirseklerimin üzerinde doğrulmuş, ne yaptığını anlamaya çalışıyordum sarhoş kafayla… Dudaklarını yapıştırdı orama… Dilini çıkarmış, bir köpek yavrusu gibi yalıyor, dudaklarıyla somuruyordu.
               -“Mmmm…” diye inledim. “Ohhh… Kemal… Ne yapıyorsun sen?” dedim fısıltıyla… Yalamayı bırakıp bana baktı başını kaldırıp,
               -“Amcığını yalıyorum canımızm… Güzel amcığını… İstemiyorsan bırakayım… Ne diyorsun? Bırakayım mı?”
               -“Yoo… Hayır… Sakın bırakma… Çok güzel… Devam et…” diye atıldım hemen… “Yalaman hoşuma gidiyor, oramın ateşini alıyor sanki… Ne oluyor bana böyle Kemal? Oram yanımızyor sanki… Ne yaptın bana sen? Yoksa… Koyduğun hap…” Gülümsedi,
               -“Sadece içkine ilaç koydum güzelim… Azdırıcı… Bu gece seni sikmem için yalvaracaksın bana… Sikimi sokmam için,  amından  götünden sikmem için… Sikimi yalayabilmek için bana yalvaracaksın…”
               -“Yoo… Hayır… Asla yapmam, yapamam senin dediklerini… Ben… Ben Evlu bir kadınım… Kocamın yanımıznda nasıl yaparsın bunu bana Kemal?” diye itiraz ettim gücümün kalan son kırıntılarıyla…
               Beni bıraktı, ayağa kalkıp üzerindeki pantolon ve gömleği hızla çıbayanp atıverdi.

Külodun önünde kocaman bir kabarıklık vardı. Sonra külodunu da indirip çıkardı. Havuzda mayosu ıslandığında kabarıklığını gördüğüm ve hep merak ettiğim aleti fırlayıverdi dışarıya… Kocamınkiyle aynı boyutta, biraz kalınca bir erkekliği vardı, taş gibi olmuş, yubayanya doğru kalkmış haldeydi.

               Bana yaklaştı, yattığım yerden saçımı tutup canımızmı yakarak kendine çekti. Kasıklarına, erkekliğine yaklaştırdı dudaklarımı… Ne istediğini biliyordum. Çaresiz dilimi çıbayanp ucunu yaladım yavaşça…
               -“Bu gece kocan benim tatlım… Yala onu…” dedi sert bir sesle… “Yala ve em…”
               Sikinin başını ağzıma soktu haşince… Çaresizce dudaklarımı açıp içeriye kabul ettim. Saçımdan asılarak sikini sokup çıkarmaya başladı ağzıma… Diğer elini de uzatıp tişörtümün  dekoltesinden  soktu, sütyensiz göğüslerimin üzerinde dolaştırmaya, sıkıp avuçlamaya başladı. İnledim. Hoşuma gidiyordu onu yalamak…
               Kasıklarının erkek kokusu afrodizyak gibi daha çok tahrik ediyor, delirtiyordu beni… Sanki içkime koyduğu ilaç yetmezmiş gibi… Elimi kasıklarıma apış arama götürdüm.

Ne mümkün… Yanımızyordum alev alev… İnce parmaklarım yangını söndürmekte yetersiz kalıyordu… Bir de göğüslerimi avuçlayıp duran el daha da arttırıyordu ateşimi…

               Sonra ağzımdaki cinsel organımıznı çıbayanverdi, onu tutan elimden kurtarıp geri çekildi. Aletini emmekten yalamaktan ıslanmış dudaklarıma yumuldu. Hırsla karşılık verdim dudaklarına… Nefessiz bırakıncaya kadar öptü beni… Sonra dudaklarıma da bırakıp beni yatağa itti, kendisi doğrulup geri çekildi. Yatağın yanımıznda ayakta beni izliyordu ıslak aletini okşayarak…
               Elinden oyuncağı alınmış çocuk gibi kalakaldım. Kasıklarımdaki o yanma, vajinamdaki şişkinlik, kaşıntı hissi hala devam ettiği gibi sanki şiddeti daha da artıyordu. İki elimi de apış arama götürdüm, sıkıyor, okşuyor, yatağın içinde bacaklarım sımsıkı kapalı kıvranımızyordum.
               Başımı yana çevirdiğimde birden gözüm kocama ilişti… Korktuğum başıma gelmişti… Gözleri açıktı… Bana bakıyordu… Yanımızbaşında çırılçıplak  bir erkekle beraber  yatakta yatan bayansına… Dünya başıma yıkıldı sanki… Utandım, yerin dibine geçtim…
               -“Oh, Necdet…” diyebildim.
               Bu arada Kemal üzerime eğilmiş, üzerimde ne varsa bir  bir  çıbayanp  atıyordu.

Kocamın ifadesiz bakışları parlamaya başladı sanki…

               Anlayamıyordum… Olan biteni kavrayamıyordum… Neler oluyordu bana böyle?  Her zamanki alkol azgınlığı değildi bu… İçime bir şey girmesi, bir erkeklik organımıznın girip beni çılgınca becermesi için deliriyordum adeta… İçimdeki kaşıntıyı, yangını ancak böyle giderebilirdim… Öyle geliyordu bana… Kocama yalvardım, elimi uzatıp çağırdım,
               -“Necdet… Kocam… Yanımızma gel… Yatağa… Seni istiyorum… Hemen…”  Oysa sarhoş, kolunu kaldıramayacak vaziyette, koltukta beni, bizi izlemekle yetiniyordu. Peltek peltek, tipik sarhoş konuşmasıyla, dilini ağzının içinde zor döndürerek cevap verdi bana,
               -“bayanjımm… Harika görünüyorsun… İkiniz de öyle… Sanki pornolardaki sevişerek sikişen artistler gibisiniz… Hadi sevişin… Ben sizi seyredeyim…”
              Pantolonunu indirmiş, yarı sertleşen aletini eliyle sıvazlayarak bize bakıyordu bunu söylerken… Kulaklarıma inanamıyordum. Neler söylüyordu bu adam? Kemal atılıp söze bayanştı,
               -“Necdet abiden sana hayır yok… Benim seni sikmemi istiyor… Öyle değil mi Necdet abi? bayannı becermemi ister misin? Şimdi, şurada, gözünün önünde… Sikeyim mi güzel bayannı? Seksi bayannı?” Kocam başını salladı onaylayarak,
               -“Evet… bayanmı sik Kemal… Becer onu…  Sik  kaltağı…  Amına  koy bayanmın… Seksin ne olduğunu öğrensin… İsteyip de alamamak  neymiş öğrensin… Yalvarmayı öğrensin…” Kemal bana döndü bu kez,
               -“Sen ne diyorsun aşkım? Sikilmek istiyorsun değil mi? Oh, yavrum benim… Nasıl da kıvranımızyorsun seks için,  sikilmek  için…  Amcığından sular akıyor… Deli gibi sikilmek istiyorsun, biliyorum… Şu anda kim gelse sikilmeye razı vaziyettesin… Defalarca denedim bu hapı… Etkilerini çok iyi biliyorum.

Ama nafile… Dediğini yapmaktan başka çarem yoktu… Kısık sesle istediğini yaptım,

               -“Lütfen… Kemal…” diye kekeledim. Elini kulağına götürdü, gülerek,
               -“Efendim? Duyamadım tatlım… Yüksek sesle söyle… Ben de, kocan da duyamıyoruz… Ne istiyorsun benden?” Artık sabrımın sonuna gelmiştim. Dayanamıyordum. Ne isterse yapmaya hazırdım. Yeter ki …
               -“Piç herif… Seni istiyorum…” diye bağırdım. “Sik beni… Alçak…  Ne istediğimi biliyorsun… Orospu çocuğu… O hapı atarken bu duruma düşeceğimi biliyordun. Becer beni artık…Sik… Ne istersen yaparım… Gel artık… ”
               Bacaklarımı olabildiğince ikiye ayırdım. Elimle kadınlığımın dudaklarından tutup açtım. İçinden sular akan pembe çiçeğimi ona gösterdim. Umutsuzca yalvardım. Onun sözcükleriyle…
               -“Lütfenn… Seni istiyorum… O şeyini sok içime…  Sikini…  Yarrağını  sok… Yalvarıyorum…” Gözlerimden yaş gelmeye başlamıştı, bayağı ağlıyordum istemsizce…
               -“Peki aşkım… Madem çok istiyorsun sikmemi… İstediğini vereyim ben de… Öyle değil mi Necdet abi? Bak nasıl ağlıyor bayancığın…  Sikmemi istiyor benden… Sikmem için yalvarıyor bana…” Elini uzatıp yanaklarımdan akan gözyaşlarımı sildi, “Canımızm benim… Kıyamam sana… Nasıl da ağlıyor, şuna bak Necdet abi…”
               -“Hadi artık Kemal… Sen de yalvartma artık… İstediğini ver bayanma… Bak ben de bekliyorum… Sik artık şunu…”
               Sonunda dediğini yaptırmış, sikilmek için yalvartmıştı beni…  Gözyaşlarımdan ıslanan yanağımı okşayan elini tutup avuçlarını öptüm, kendime çektim umutsuzca… Gülümseyerek geldi, bacaklarımı aralayıp arasına girdi.

Gelmedi… Sikini su içinde kalmış, ıslak yarığım boyunca ileri geri sürtüyor, klitorisimi sikiyle okşuyor, delirtiyordu beni… Sikinin bu ilk teması bile yetmişti bana… İlk kasılmalarımı yaşadım. Daha içime girmeden orgazm oluyordum.

               Amımdan sular fışkırıyordu adeta… Tişörtümü alıp bacak arama sürdü, ıslaklığını aldı. Amımın sularıyla ıslanmış tişörtümü burnuna götürüp kokladı. Sonra yavaş hareketlerle aletini kadınlığımın girişine nişanladı, başını dayadı. Dışı kuruyan kadınlığıma zorla sokmaya başladı. Acıyla inledim. Aldırmadı bile… Dudaklarını ikiye ayırıp sokmaya devam etti. İçimden gelen zevk suları tekrar akmaya, amımı kayganlaştırmaya başlamıştı hemen…
               Yarıya kadar soktu, geriye çıkardı. Tekrar soktu. Bu kez bir hamlede dibime kadar girmişti aleti… Boynuna sarıldım sımsıkı… Kendime çektim… öyle bir zevk alıyordum ki…
               -“Ahhh… Çok güzel…” diye inledim. Öylece kaldı içimde… Hareket etmiyordu… “Hadii… Devam et… Sik beni Kemal…” dedim.
               Başını ellerimle tutmuş, dudaklarına çılgınca öpücükler konduruyordum.

Bu kez ben kalçalarımı kaldırıp indirmeye, sert aletin vajinamda gidip gelmesini sağlamaya başladım. Delirmiştim adeta… Deli kuvveti gelmişti bana…

               Bacaklarımı beline dolayıp yana devrildim, erkeğimi sırt üstü yatırıp üzerine çıktım bir anda… Şimdi üstünlük bendeydi… İstediğim gibi hareket edebilirdim. O içimi kavuran istekle, inip kalkmaya başladım. Dizlerimin üzerinde yükseliyor, başı dışarıya çıkana kadar durmuyordum. Sonra hızla oturuyor, içimi yaran erkeklik organımız dibime kadar dayanımızyor, kasıklarımız birbirine yapışıyordu.
               Bir makine gibi devamlı tekrarlıyordum bu hareketi… Kasıklarındaki kılların klitorisime sürtünmesi öldürüyordu zevkten… Tekrar boşaldım o zevkle… Kemal ’da ise tık yoktu. Boşalmamıştı. Dimdik penisi içimde, emrime hazır bir asker gibiydi…
               Boşalmam bitince beni yana devirdi. Kalktı, belimi tutup domalttı yatağın üzerinde… Arkamdan girdi bu kez… Dakikalarca arkamda gidip geldi. Zevk sularım bacaklarımdan yatağa süzülüyordu. Elimi araya sokup parmağımı klitorisime götürdüm.

Beni heyecanla izleyen iki erkeğin önünde, yatakta kıvrana kıvrana kendimi tatmin ediyordum. Bağıra bağıra  boşalmaya başladım az sonra… Dakikalarca kasıldım, titredim, inledim…

               Kasılmalarım bittiğinde çarmıha gerilmiş gibi kollarım, bacaklarım açık kala kaldım… Bitmiştim… Kollarım tutmuyordu… Nefes nefese, soluk almaya çalışıyordum. Göğsüm körük gibi inip kalkıyordu. Ter içindeydim. Sırtımda Kemal ’ın dölleri vardı, yattığım yerde ıslaklığını hissediyordum. Kemal elimden tuttu, kaldırıp koluma girdi, banyoya götürdü beni… Duşun altına soktu, bir güzel yıkadı, çıbayanp kuruladı. Tekrar yatağa getirip yatırdı. Gidip kendisi duşun altına girdi.
               Benimse parmağımı kıpırdatacak halim yoktu. Sırt üstü serilip kalmıştım yatakta… Birden bacaklarımın arasında bir temas hissettim. Zorla gözlerimi açıp baktım. Kocamdı. İnledim,
               -“Yoo… Hayır…” dedim.
               Necdet bana aldırmıyordu bile… Teni ıslaktı, su damlacıkları süzülüyordu.

Bu kez kocam bacaklarımı araladı, kalkmış aletini içime soktu. O tanımızdık zevk ateşi anımıznda tüm vücudumu sardı yine…

               Kendime inanamıyordum. Az önce boşalmıştım. On dakika olmamıştı daha… Ama içime giren kocamın sikini iştahla, yiyişmeye yeni başlamış gibi alıyordum içime… Bacaklarımı ayırıp içimde yükselen şehvetin kollarına bıraktım kendimi… Gözlerim kapalı, kocamın içimde gidip gelen sikini hissetmeye çalışıyordum. Dudaklarıma temas eden bir sıcaklıkla gözlerimi açtım. Duştan çıkan Kemal yanımızmıza gelmiş, belindeki havluyu eliyle tutup tekrar sertleşmiş sikini dudaklarıma sürüyordu.
               -“Aç ağzını… Yarrağımı ağzına al… Yala canımızm…” dedi.
               Dediğini yaptım hemen… Ağzımı kocaman açtım,  sikini  dudaklarımın  arasından kaydırıverdi. Dudaklarımı kapatıp ağzıma alabildiğim kadarını somurmaya başladım. Dilimle de ağzımın içindeki kısmını okşuyor, emiyordum. Kocam da içimde gidip gelirken gözlerini benden ayırmıyor, bayansını paylaştığı adamın sikini nasıl yaladığıma bakıyordu.

Bir rüyada, bir porno filmde gibi hissediyordum kendimi… Kocam bacaklarımın   arasında,  içimde gidip geliyor, ben elin adamının sikini ağzıma almış her tarafını yalayıp emiyordum. Bir elimle de alttan sarkan torbalarını okşuyordum sürekli…

               Sikini bana emdiren Kemal ’ın eli memelerimde dolaşıyor, okşuyor, uçlarını  sıkıyordu.  Kocamsa ayak bileklerimi tek eliyle tutup bacaklarımı havaya kaldırmış, iyice daralan kadınlığımda gidip gelirken, zevk sularımda ıslattığı parmağıyla arka deliğimi okşuyordu.
               O seks yapmayı görev gibi gören kadın mazide kalmıştı. Onun yerine azgın bir fahişe gelmişti. Azgın… Doyumsuz… Her yerimden, her deliğimden ayrı zevk alıyordum. Sürekli… Durmaksızın… Zevkten delirmek üzereydim.
               Önce Kemal ’ın ağzımın içinde emerek, dilimle okşayarak emdiğim siki kasılmaya, ayı gibi homurdanmaya, boşalmaya başladı. Saçlarımdan tutup sikini dibine kadar ağzıma soktu. Midem bulanımızyor, öğürmek, sikini çıkarmak istiyordum. Ama bırakmadı. Aksine bastırıyor, bademciklerime kadar sokuyordu aletini… Sıcak spermlerinin boğazımdan aşağıya kaydığını hissettim.

Gerilen vücudunu, daha da büyüyen aletinin amımda gidip gelmelerini hissediyordum… Kemal ’ın ağzımın içine boşalması bitmeden o da amıma boşalmaya başladı. Aynı anda, iki erkek birden spermlerini akıtıyordu içime… Biri ağzıma, biri amıma…

               Bu da beni ateşledi… Tekrar orgazm olmaya, kocamın sikini amımla sağmaya başladım. Üçümüz birden boşalıyorduk. Odanımızn içini inlemeler, zevk feryatları kaplamıştı… Müthiş bir koro halinde, devinip  duran, kasılan, şehvet ateşiyle yanan çırılçıplak bedenlerimizle yatağın üzerinde birbirimize bayanştık sonunda…
               Ateşimize otel odasının kliması bile yetersiz kalmış, ter içindeydik hepimiz… Nefes nefeseydik. Hala yattığımız yerde kasılıp duruyor, kim, neremize denk gelirse birbirimizi okşuyorduk. Kollarımız, bacaklarımız birbirine dolanmıştı.
               Dakikalarca bu durumda yattık. Sonra kocam kalktı. İkimizin de elimizden tutup bizi  kaldırdı, banyoya girdik hep beraber… İki erkek, bir kadın tepemizden akan ılık suyun altında birbirimize sarıldık… Ben ortalarında, kocamın dudaklarını öperken, Kemal arkamda boynumu, omuzlarımı öpüyordu.
               Suyun dinlendirici etkisiyle kendine gelen bedenlerimiz birbirine yapışmış gibiydi.

Biri önden, diğeri arkamdan, bacaklarımın arasına girmişti.

               Kemal banyo rafına uzanımızp duş şampuanımıznı aldı, avucuna bolca döktü, bedenimin her yerini köpükler içinde bıraktı. Kocam da ön tarafımda aynı şeyi yaptı. Gözlerimi kapattım. Kendimi onların vücutlarının kaygan temasının, köpüklü ellerinin tüm vücudumda dolaşmasının verdiği zevke bıraktım.  Kedi gibi mırıldanımızyor, zevkten inliyordum aralarında…
               Döndüm, ikisine birden sarıldım. Ortada değildim şimdi, onlardan biriydim, birbirine sarılmış, köpükler içinde üç bedenden oluşmuş tek bir varlık gibiydik. Zevk içinde birbirimize sarılıyor, okşuyor, öpüşüyorduk. Dudaklarımız, dillerimiz birbirini okşuyordu.
               Erkeklerim bana sarılıp okşadıkları gibi birbirlerini de okşuyorlardı. Kocam kulaklarımı, dudaklarımı öpücük yağmuruna tutarken, eli Kemal ’ın gelişmiş kaslarında dolaşıyor, göğsünü okşayarak aşağıya inip dimdik havaya dikilmiş aletini sıvazlıyor, oradan bana geçiyor, okşayarak kasılan karnımdan yubayanya, memelerime kadar çıkıyor, memelerimi avuçlayıp beni zevkten inletiyordu.

Katıksız, saf bir şehvet duygusu kaplamıştı üçümüzü de…

               Kemal okşamayı bırakıp güçlü kollarıyla beni havaya kaldırdı. Kaygan sikini altımdan amıma sürtmeye başladı. Bacaklarımı beline, kollarımı boynuna sarıp işini kolaylaştırmaya çalıştım. Yavaş yavaş  aşağıya  indirdi, çengel gibi beni erkekliğine astı adeta… Sikinin hepsi içimdeydi. Boynuna sarıldım sımsıkı…
               O arada kocam da arkamda ikimize birden sarılmış durumdaydı.  Onun da kalkmış sikini arka deliğimde hissettim. Kemal ’ın kalçalarımı kavrayan elleri onları ikiye ayırmış, minik deliğimi kocamın girişine hazır hale getirmişti. Kocam duş şampuanımıznın köpükleriyle kayganlaşan aletinin başını deliğime sürtüyor, beni delirtiyordu.
               Hiç yapmadığım bir şeydi bu… Kocama değil götümü Amıma götüme soktu, ağzımı yüzümü siktirmek, sözünü bile ettirmemiştim. Şimdiyse, deliğimin kenarlarında dolaşıp duran, okşayan kocamın aletinin verdiği zevk, Kemal ’ın amımdaki  sertliğinin  verdiği zevke bayanşmış durumdaydı. Merakla bekliyordum başıma  gelecekleri…
               Kocam yüklenip bastırdı, kaygan sikinin başını yine köpükle kayganlaşmış minik deliğime soktu.

Pek beklediğim gibi acımamıştı. Sanımızrım köpüklerin etkisi…

               Başı giren alet artık pek zorlukla karşılaşmadan yavaş yavaş  girdi,  girdi, sonunda kocamın kasıklarını kaba etlerimde hissettim. İki deliğim de dolmuştu şimdi… İçimdeki aletler sanki birbirlerine sürtünüyorlardı.  Dudaklarımı ısırdım… Biraz acı… Çokça zevk…
               Önde Kemal belini oynattı, kalçalarımı indirip kaldırdı, içimde gidip geldi, durdu. Bu kez kocam arkamda, götümde gidip geldi birkaç kez, o da durdu. İnanamıyordum.  Aldığım zevk bitirmişti beni… Hem önümden,  hem arkamdan becerilmek… Bayılmıştım buna… Hayatımda tatmadığım zevkleri tadıyordum.
               Ardından kocalarım bir makine ritminde çalışmaya başladı. Biri giriyor, diğeri çıkıyor, arkamdaki boşaltırken, önümdeki dolduruyordu zevk bölgemi… Dayanamıyordum, öylesine bir zevk alıyordum ki… İnlemeye, feryat etmeye başladım. Kemal hemen dudaklarıma yapıştı, sesimi boğdu. Şimdi onun ağzının içinde boğuk boğuk inliyordum.
               Bir süre sonra yoruldular, dinlenmek için durdular.

İçimde hareketsiz duran taş gibi erkeklik organları içimde, alçalıp yükseliyor, aynı anda deliklerime girip, aynı anda çıkıyorlardı. Bu da zorluyordu beni… Bacak aram patlayacak gibi geriliyor, zorlanımızyordum.

               Sonra onlar harekete geçti, tekrar pompalamaya başladılar.  Banyonun içinde vücutlarımızın çarpışmasıyla çıkan sesler, üçümüzün zevk inlemeleri yankılanımızyor, bu sesler bizi daha çok baştan çıbayanyordu. Kocam bir süre sonra arkamdan çıktı,
               -“Çocuklar, ben çok yoruldum…” dedi. Kemal içimden çıkmadan,
               -“Sen şurda yere yat Necdet abi…” dedi.  “Biz sana gelelim…”
               Kocam duşun altından çıktı, sırt üstü banyonun fayanslarının üzerine sırtüstü uzandı. Siki dimdik havadaydı. Kemal beni kucakladı, kocamın yanımızna gittik. Arzudan titreyerek kocamın üzerine çıktım, sikini  bir hamlede amıma aldım. Birkaç kez oturup kalktım.
               Kemal arkamdan yanaştı, butlarımı ikiye ayırdı. Arka deliğimi iyice açıp sikini dayadı.

Biraz daha kalın olan Kemal ’ın sikini zorlanarak alabildim arkama… Yine dolmuştum. Yine harekete başladık. Zevk makineleri önümde, arkamda çalışmaya başladılar.

               Zevkten çıldırıyordum. Taş gibi aletlerin içimde kayarak ilerlemeleri, girip çıkarken içerilerimi okşamaları, içimde çarpışmaları, iki deliğimin arasındaki etleri ezmeleri delirtiyordu beni… Sonunda kaçınılmaz sonuç… Orgazm… Katıksız zevk… Küçük ölüm…
               Gözlerim kaydı, titremeler, kasılmalar başladı… Ben kasılırken içimdeki aletleri de ezmeye başladım. Girip çıkmakta zorlanımızyorlardı. Kocam alttan bağırmaya başladı,
               -“Ohhhh… Aşkımm… Amcığın delirtiyor beni… Geliyorum…”
               Kemal da arkamda biteviye hareket halindeydi. Belimi tutan parmakları kasılıyor, kalçalarının hareketi artıyor, içimde gidip gelen siki  daha çok girip çıkıyordu. Yine aynı anda boşalıyorduk, üçümüz birden… Kocam altımda amımın içine, Kemal arkamda deliğimin içine döllerini boşalttılar bağıra bağıra…
               Boşalmamız bittiğinde halsiz kalmıştık.

Sırayla duşun altına girip çıktık, kurulanan gidip kendini yatağa attı…

               Pestilimiz çıkmıştı akşamdan beri… Sabahın ilk ışıkları perdelerden süzülmeye başlamıştı. İki erkeğim iki yanımızmda, birer bacaklarını üstüme atmışlar, ellerini memelerimin üzerine koymuşlardı. Defalarca boşalmanımızn verdiği tatlı yorgunluk, huzur içinde kendimizi uykunun kollarına bıraktık.
               .
               Öğleden sonraydı uyandığımda… İkisi de yoktu yanımızmda… Kalktım, duş aldım, bikinimi giyip dışarıya çıktım. Tahmin ettiğim gibi iki ortak havuz başında şezlonglara oturmuşlar sohbet ediyorlardı. Neşeleri yerindeydi ikisinin de… Gülüyor, kahkahalar atıyorlardı.
               Beni görünce kalktılar, ikisi de yanımızma gelip yanaklarımdan, dudağımdan öptüler, sevgiyle sarıldılar. Orada kaldığımız üç gün boyunca ayrılmadık birbirimizden… Geceleri aynı yatağı paylaştık. Sabahlara kadar seviştik…
               Tatil bittiğinde evimize döndük. Kocamla o tatilde yaşadıklarımızdan, Kemal ’dan söz açmadık bir daha… Yaşadığımız her şey o tatil köyünde kaldı.

yiyişmek için birimizden birinin istemesi, bir bakışımız yetiyor, birbirimizin kollarına atılıveriyor, saatlerce sevişiyoruz. Ne alkolün rehavetine, ne azdırıcı ilaca gereksinimimiz var…

               Mutluyuz… Her ne kadar itiraf etmesek, konuşmasak da ikimiz de biliyoruz ki, mutluluğumuzu Kemal ’a borçluyuz.

.

Hakkında admin

Önerilen Hikaye

30 yaşındaki sexsi dul

Olagan Üstü Zevk Arayan Şahısların Adresi Haline Gelen Escortlar

Merhabalar herkse size bu gün çok haz dolu anların adresi haline gelen escortların hayatı ve …

Yorumlar

  1. Mükemmel ötesi bir hikaye gerçekten de bayıldıııım

Bir cevap yazın